Protetik diş tedavileri; diş eksiklikleri, dişlerde meydana gelen form ve şekil bozuklukları ile ilgilenen bilim dalıdır. Bu problemlerin teşhisi, tedavi planlaması, rehabilitasyonu, oral fonksiyonların tamamlanması protetik diş hekimliğinin görevidir.
Bütüncül bir yaklaşımla, tamamen hastaya özel hizmet sunan Dentsite, estetiğe ve fonksiyonelliğe aynı ölçüde değer verir. Protetik diş hekimliği branşının tüm alt dallarında da faaliyet gösteren polikliniğimizin ilk önceliği, hastalarımızın yaşam standartlarınızı yükseltmektir.
Travma, çürük, kaza, diş çekilmesi ve benzeri nedenlerle kaybedilen dişleri yerine koymak için yapılan uygulamalara protetik diş tedavisi denir. Ağız içi dokuların hasara uğraması neticesinde oluşan eksiklikler, defektler protezlerle veya farklı yöntemler aracılığıyla tedavi edilir. Böylece dişlerde meydana gelen pozisyon, şekil ve yapı bozuklukları, kısmî ve tam diş eksiklikleri ortadan kaldırılır.
Bu işlemler genelde tedaviye geç kalmış hastalarda uygulanır. Diş eti rahatsızlıkları, dişlerin kısmen veya tamamen yitirilmiş olması bu tedavilerin en önemli nedenlerindendir.
Bazen, dişler işlevini kaybetmemiş olsa dahi, estetik sebeplerle protetik diş tedavilerine başvurulur. Diş sıkma plakları (gece plakları), gülüş tasarımı gibi yöntemler buna örnektir.
Bunların yanı sıra, protetik diş tedavileri şu problemleri de çözüme kavuşturur:
Bu alanda gerçekleştirilen uygulamalar, kaybedilmiş veya eksik dişleri, ağız içi çevre dokuları hastaya yapay olarak kazandırmayı amaçlar. Dişler aşırı derecede harap olmuş ise, kaplama adı verilen tedavi yönteminden yararlanılarak eski görünümüne ve işlevselliğine ulaşması sağlanır.
Kaplama işlemi sırasında dişler küçültülür ve üzerine, tıpkı şapka biçiminde bir restorasyon uygulanır. Bunun için genellikle metal bir altyapı, üstüne de porselen diş kullanılır.
Dayanıklı yapısıyla yıllar boyu kullanım imkânı tanıyan protetik diş tedavileri; kişinin ısırma, çiğneme, konuşma, gülme fonksiyonlarını önceki hâline getirir. Kusursuz bir görünüm veren ve konforu üst düzeye taşıyan bu uygulamalar, operasyon ve iyileşme süresi kısa olduğu için de avantajlıdır.
Genel olarak, protetik yaklaşımın kapsamı şu konulardan oluşur:
En yaygın protetik diş tedavileri arasında ön plana çıkan protezler; bölümlü, tam, metal destekli / desteksiz gibi çeşitlere ayrılır. İmplantların üstüne de uygulanabilen protezler, diş köklerinin üzerine de yapılabilir.
Yarım veya tam hareketli protezler, ağızdaki bütün dişlerin kaybedilmesi hâlinde uygulanır. Özellikle yaşlılarda kullanımı yaygındır.
Bu protez çeşitleri iki parçadan oluşur. ‘Damak protezi’ diye de isimlendirilen bu eski nesil protezler takılıp çıkarılabilir özelliktedir.
Eğer dişlerin yalnız belli bir kısmı kaybedilmiş ise, implant destekli yarı hareketli protezlerle çözüme ulaşılır.
Ağzında hiç diş kalmamış hastalar için bu uygulamaya başvurulur. Üst ve alt çenede bulunan kemik dokusundan destek alınarak yapılır. Ağızda vakum kuvveti yardımıyla kalmayı başaran bu protezler genelde akrilikten imâl edilir.
Bunlar çene kemiğine yapıştırılmak suretiyle uygulanır. Hastalar tarafından çıkarılıp takılamaz. Kron veya köprü olarak çeşitlilik gösteren sabit protezler implantlardan destek almak suretiyle uygulanabilir.
Bu protezlerin tasarlanabilmesi için, öncelikle diş üzerinde preparasyon yapmaya ihtiyaç vardır. Ardından, alınan ölçüler doğrultusunda çeşitli modeller hazırlanır. Bunlar vasıtasıyla hasta ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun yapılar oluşturulur ve sabit kalacak şekilde yerleştirilir.
Bunlar, ‘hareketli bölümlü protez’ olarak da adlandırılır. Dişlerin diş etine yakın olan bombeli alan altındaki bölgesine, kroşe diye adlandırılan uçlar getirilerek tutuculuk sağlanır.
Eksik dişler nedeniyle oluşan boşlukları doldurarak kişinin gülüşünü tamamlar. Düzgün bir biçimde gerçekleşmeyen ısırma ve çiğneme fonksiyonunun yerine getirilmesine yardımcı olur. Hastanın konuşmasında oluşan fonetik problemleri giderir, böylelikle kelimelerin daha doğru telâfuz edilmesi mümkün hâle gelir.
Öte yandan parsiyel protezler diş eksikliği yüzünden kaybolmuş doku desteğini de yeniden sağlar. Bu sayede yanakları ve dudakları destekleyip, yüz bölgesinde meydana gelmiş sarkma, çökme gibi sorunları yok eder.
Bu tür protezler, eksik dişlerin yerini dolduracak plastik dişler, diş eti renginde veya pembe renkli bir altyapı barındırır. Bunlar ise birbirine metal bir altyapıyla bağlanır. Protezin dişlere tutunması için metal kroşelerden yardım alınır. Bunlar dişlerin yüzeyini âdeta bir kol gibi sarar. Fonksiyonel açıdan avantajlı olsalar da, estetik bakımdan iyi sonuç vermedikleri söylenebilir. Çünkü protezin içindeki tel dışarıdan belli olur. Bu da hoş olmayan bir görünüm ortaya çıkarır.
Daha estetik bir çözüm için hassas tutuculu protezlerden yararlanılabilir. Protetik diş tedavileri kapsamında en çok uygulanan protez çeşitlerinden biri bunlar olup, dışarıdan neredeyse görünmezler.
Bunlar ara bölge diş eksiklikleri için tercih edilir. Birden fazla diş eksikliği varsa, eksik bölgeye en yakın dişler dayanak olarak kullanılır. Böylelikle boşlukların telâfisi sağlanır.
Süreç, ön-arka komşu dişlerde hafif bir aşındırma yapılarak ölçü alınmasıyla başlar. Daha sonra bu ölçülere göre hastaya özgü köprüler laboratuvar ortamında üretilir.
Diş kaybı gerçekleştiğinde komşu dişler, açılan boşluğa doğru hareket etmeye başlar. Bu ise yandaki dişlerde kemik kayıpları, diş eti sorunları, çiğneme problemleri görülmesine yol açar. Boşluğun köprü veya implant ile restore edilmemesi hâlinde komşu dişlerin kaybedilme mümkündür. Bunun önüne geçmek için köprü uygulamalarından yararlanılır.
Kırık, çürüme veya farklı bir nedene bağlı aşırı madde kayıplarında uygulanır. Dişlerin küçültülerek kaplanması şeklinde özetleyebileceğimiz bu tedavi, büyük dolguların restorasyonu için de tercih edilebilir.
Ayrıca; zayıflamış dişlerin kırılmasını engellemek amacıyla, renkleşmiş yahut şekli bozuk dişleri düzeltmek adına kronlardan faydalanılır.
Özel adezivler vasıtasıyla dişlere yapıştırılarak kullanılır. Genellikle dişlerin görünen tek yüzeylerine uygulanır.
Protetik diş hekimliği içerisinde büyük bir yer tutan bu uygulamalar, çoğunlukla 0.5 mm kalınlığa sahip porselen yaprakçıklar ile gerçekleştirilir. Bunlar, bonding resin yöntemiyle dişlerin ön yüzeylerine kaynak yapılır. Dişten ayrılma ihtimâli yoktur, sadece kesilerek çıkarılabilirler.
Minimum preparasyon ile maximum estetik sağlayabilen bu yaprakçıklar, görünüm itibariyle doğal dişten ayırt edilemez.
Bu teknik, diş yüzeyine uygulanır ve dişlerin tamamını inceltmeye gerek olmadan yapılır. Hafif aralıklar ve çapraşıklıklar, yüzey bozuklukları, dişlerdeki çatlaklar, diş rengiyle ilgili sorunlar bu yöntemle giderilir.
‘Takma tırnak’ diye de bilinen bu restorasyonlar, özel yapıştırıcılar ile dişlereyapıştırılır.
Porselen laminalar, sıkıştırılmış cam partiküllerinden meydana gelen bir seramik türüdür. E-max ise bu materyalin kaplama biçiminde uygulanmasıdır.
Zirkonyum kaplamalara göre daha estetik bir görünümü vardır. Çünkü zirkonyum kaplamalarda bir üst, bir de alt tabaka bulunur. E-Max kaplamalar tek bir katmandan oluştuğu için uygulandığı dişi daha estetik gösterir. Dişe iyi bir şekilde yapışarak uzun müddet dayanıklılığını korur.
Ne var ki, köprü tedavileri için en uygun yöntem hâlâ zirkonyum kaplamalardır.
Bu yapay kökler, eksik dişleri ikâme etmek için kullanılır. Titanyum maddesinden üretilmiş vidalar çene kemiğine tutturularak üst kısma protez uygulanır. Böylelikle artık mevcut olmayan dişin yeri, aynı estetik ve fonksiyonelliğe sahip sûnî bir diş ile doldurulmuş olur
Bu tedavide dişin iç kısmı zirkonyumdan oluşurken, dış tarafı ise porselenden meydana gelir. Tasarımı doğal görünüme oldukça yakındır, çünkü ışık geçirgenliği yüksektir.
Diş etiyle mükemmel bir uyum sergileyen zirkonyum kaplamalar, estetik bakımdan son derece avantajlıdır. Metal yapıya sahip protezlerde metalin rengi alttan yansır ve bu, dişlerin mat gözükmesine yol açar. Zirkonyum ise doğal diş rengini yansıttığı için tabakalı, hoş bir görünüm ortaya çıkarır.
Diş eti, zirkonyum kaplamaya yapışarak sağlam bir şekilde tutunur ve açılma gibi olumsuzluklar yaşanmaz.
Dişleriniz beyazlatma işlemlerine yanıt vermiyorsa, çatlamış veya kırılmış ise zirkonyum diş kaplama uygulamasından faydalanabilirsiniz.
Zirkonyum Kaplama Nedir?
Zirkonyum dioksit altyapısına sahip porselen diş kaplamasına zirkonyum diş kaplama adı verilir. Zirkonyum ile oksijen, özel fırınlarda bir araya getirilir. Böylelikle Zirkonya seramiği ortaya çıkar ve diş kaplama malzemesi olarak tercih edilir.
Zirkonyum Diş Kaplama Hangi Durumlarda Uygulanır?
Zirkonyum Kaplama Avantajları:
Zirkonyum Kaplama Nasıl Yapılır?
Bunun için öncelikle diş, bir miktar küçültülür. Kişinin ağzına uygun kaşıklarla ve özel ölçülerle hassas bir biçimde ölçü alınır. Bu sırada yumuşak malzemelerden yararlanılır veya dijital yöntemler kullanılır.
Daha sonra dişe en uygun renkte zirkonyum alt yapısı, laboratuvar ortamında oluşturulur. Üzerine ise porselen üst yapısı işlenir. Bu etapta, zirkonyum dişlerin hazırlanma süreci bitene kadar –hassasiyet oluşmasını önlemek için- geçici dişller takılır. Zirkonyum dişlerin hazırlanması ortalama 3-5 günü bulur.
Son aşamada ise özel şeffaf yapıştırıcılar yardımıyla dişe tamamıyla adapte edilerek işlem tamamlanır.
Siz de tüm protetik diş tedavileri için tercihinizi Dentsite’den yana kullanarak sağlığınıza ve arzu ettiğiniz görünüme kavuşabilirsiniz.
Aliağa Özel Dentsite Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Zengin bilgi birikimini ve yılların deneyimini ustalıkla kullanan hekimlerimiz, her durumda en iyisini hedefler Bize 0232 502 88 80 numaralı telefonu arayarak ulaşabilir, bilgi ve rendevu alabilirsiniz.
© Özel Dentsite Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği |